Muhasebesel Süreçte İşletme Ortaklarının Yanlış Davranış ve Tutumları

- Ülkemizde Genel Olarak muhasebenin temelde ne anlama geldiğini ve önemini işletme sahipleri esasında tam olarak kavramış değillerdir. Yeni kurulan ufak firmalar ya kaynak yetersizliğinden yada borç ve alacaklarını rahat takip ettiklerinden muhasebesel ve finansal sürece pek önem vermemektirler, zamanla büyüyen firmalar bu alışkanlıklardan kendini kurtaramadıkları için ciddi kayıplarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu kayıplar vergisel boyutta da olabilmekte ve işletmenin yıllarca uğraşılıp elde edilen kişiliğine zedelemekte ve hatta kapanma noktasına götürmektedir, işte sıkıntı bundan sonra doğmaya başlamaktadır bir anda muhasebeye önem artmakta ve mucize beklemektedirler, geçmişini bilmeyen geleceğini tayin edemez.

- Genel olarak yapılan yönetici hatalarını yüzeysel olarak şöyle sıralayabiliriz.
- Zamansız ve yersiz olarak yada kişisel harcamaları için işletmeden para çekmeleri bunu tüm uyarılara rağmen kötü bir alışkanlık olarak devam ettirmeleri, yada faturasız mal almaları ve bunu faturalı olarak satmaları, personele asgari ücretten yüksek maaş vermeleri fakat bildirimlerde asgari ücret göstermeleri . Doğal olarak işletme muhasebesinin kayıt yaparken ücret ödemelerinin farkını bir şekilde ortaklar cari hesabına yansıtmak zorunda kalmaları genel olarak bu yansıtmayı vergisel boyutta düşünmemekte faiz ve kdv gibi sonradan çıkacak tarhiyatlara maruz kalmaktadırlar.

- Kanımca parakende ve evrak yoğunluğu çok olan firmalarda yetersiz bilgisiz eleman istihdamından kaçınılmalıdır çünkü muhteviyatı itibari ile yanıltıcı belge yada sahte belgeye istemedende olsa maruz kalmalarına sebep vermeleri ve teyit olayını yapmamaları bunu işlem bazında fazlalaştırmakta ve bunun işletme ortakları açısından çok ciddi sıkıntılara yol açabileceği, hapis cezası ile karşı karşıya kalınabileceği unutulmamalıdır. işletme ortakları, yöneticileri, bu tür belgeleri genelde vergiyi azaltmak amacıyla, çalışanlar ise bir takım suçlarını örtbas etmek amacıyla bu tür işlemlere kalkışmaktadırlar. Unutulmamalıdırki Para kaybedilir fakat tekrar kazanılabilir, itibar ise bir kaybedildiği zaman tekrar kazanılamaz.

- Ayrıca artık su götürmez gerçeklerden biride ilerleyen teknoloji ve bu teknolojiye de büyük kaynaklar ayıran bankalar devlet maliyesinin kayıt dışı ile mücadelede en büyük destek
organlarından biridir. İşletmeler vergi kanunlarının emredici hükümleri gereği ticari işlemlerinden dolayı ortaya çıkan işlemleri bankadan yapmak zorundadırlar. Ve bunda 8000 ytl sınırı verilmekle birlikde KDV kanunda müteselsil sorumluluktan kaynaklanan sorunlarla karşılaşmamak için artık bütün işlemlerini bankalar veya özel finans kurumları vasıtası ile yapılması gerekir. Bankalarla ilgili ortaya çıkan sıkıntı ortakların faturasız yapılan tahsilatlarını işletme hesabına yatırmaları ve bunu yine ortaklar cari hesaplarında takip etmeleri veya ticari ilişkisi olmayan şahıs ve firmalardan para transferi, yada pos cihazlarından çekilen paraların ticari bir ilişkiye dayandırılmaması gibi birçok nedeni sıralayabiliriz. İşte esas itibari ile piyasadaki esas problem bu şekildedir. Yukarıda verilen örnekleri çok çeşitlendirebiliriz, bundan sonra işletme sahipleri kişisel harcamaları ve şirket içi tutumlarında yeni çıkan transfer fiyatlandırması na uymak zorundadırlar bir çok muhasebecinin şimdiden bunu nasıl anlatıp uygulatacağının sıkıntısı içinde olduğunu tahmin ediyorum.




SM Tahir ASLAN
Elektronik Posta: asltahir@gmail.com



LAÇİN İNŞAAT A.Ş.

İthalat, İhracat Muhasebe Kayıtları

İhracat – İthalat işlemlerinde yevmiye kayıtları birçok muhasebeci arkadaşımız açısından önem arz etmekte ve yeterli kaynak ya da örnek bulmakta sıkıntı çekmektedirler. ihracat ithalat muhasebesi kayıtlarına yönelik özet bir makale
İTHALAT – İHRACAT MUHASEBESİNDE MUHASEBE KAYITLARI

İhracat – İthalat işlemlerinde yevmiye kayıtları birçok muhasebeci arkadaşımız açısından önem arz etmekte ve yeterli kaynak ya da örnek bulmakta sıkıntı çekmektedirler.

Gerek bu arkadaşlarımıza yardımcı olabilmek, gerekse ithalat – ihracat muhasebesine ilgi duyan ve duyabilecek arkadaşlarımızın taleplerine karşılık verebilmek amacı ile ithalat – ihracat muhasebesinde kullanabileceğimiz hesapları ve işleyişini kısa ve öz olarak sizlere sunmaya çalışacağım. İleriki tarihlerde paylaşacağım makalelerde ithalat – ihracat muhasebesine yönelik kayıtları ve örnekleri günlük hayatta kullanmış olduğumuz gümrük beyannameleri vb. belgeler üzerinden örnekler vererek paylaşmaya çalışacağım.

Şimdi konumuza geçelim..

Öncelikle ihracat nedir ?
İhracat, bir ülke sınırları içerisinde serbest dolaşımda bulunan (bu ülkede yetişen, üretilen, veya başka ülkelerden ithal edilmiş) malların ve hizmetlerin başka ülkelere satılması/gönderilmesi anlamına gelmektedir.
Ve İthalat nedir ?
Başka ülkelerde üretilmiş malların, ülkedeki alıcılar tarafından satın alınması. Dışalım da denir.

İhracatın karşıtıdır ve onunla birlikte bir ülkenin dış ticaret dengesini oluşturur. İthalat, özel ya da tüzel kişilerce, kamu iktisadi kuruluşları ya da devlet tarafından doğrudan yapılabilir.
Mal ihracı ve ithalatında yevmiye kayıtlarını oluştururken mal bedelinin ne şekilde ödeneceği önemlidir ve muhasebe kayıtlarımız ödeme şekline göre farklılık arz edecektir.
Eğer, Türkiye’deki ihracatçı firma ile yurt dışındaki ithalatçı firma arasında mal mukabilinden sonra (mal ulaştıktan sonra sonra ) ödeme yapılacağı şeklinde bir anlaşma söz konusu ise muhasebe kayıtlarımız aşağıdaki şekilde olacaktır
İhraç işlemine konu olan malın gümrük çıkışı yapıldığında yapılacak kayıt:
İthalat – İhracat işlemlerinde gümrük beyannamesinin düzenlendiği tarihten ziyade malın gümrükten fiili çıkış tarihini gösteren tarih bizler için önemli olacaktır ve döviz kurlarımızı malın fiili olarak yurt dışına çıkışını gösteren ve gümrük beyannamesinde yer alan fiili ihraç tarihindeki kur dikkate alınacaktır.
Örneğin, mal fiili olarak Pazar günü yurt dışı edilirse ihraç tarihinden önceki iş gününe ait efektif döviz alış kurları dikkate alınacaktır
Örnek :
Mal tesliminden sonra mal bedeli tahsil ediliyorsa …
Özyanız Tekstil Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti 01/09/2007 tarihinde Oranje Jean Co. Şirketine 50 000 USD toplam bedel ile mal ihraç etmiştir. İlgili tarihte Efektif Usd alış kuru 1,30 YTL’dir. Ödeme mal ihracı gerçekleştikten sonra yapılacaktır. ( Günlük muhasebesel işlemlerinizde, Gümrük beyannamelerinde ödemenin peşin yada mal mukabili olacağı belirtilmektedir, gümrük beyannamelerinden ödemenin ne şekilde yapılacağına bakılarak muhasebe işlemlerini yapmanız gerekir)
------------------------- // ------------------------------
120 ALICILAR 65.000, 00
120.01 Yurtdışı Alıcılar
120.01.01 Orange Jean Co.
601 YURTDIŞI SATIŞLAR 65.000 ,00 601.01 Yurtdışı Satışlar
------------------------- // ------------------------------
Örneğimizde, yurtdışı firmanın cari hesabını borçlandırdık.
İthalatçı firma mal bedelini 15/09/2007 tarihinde ödemiştir. ( Ödemeler banka kanalı ile yapılacağından dolayı banka hesabını kullanmamız gerekir) Kurda herhangi bir değişiklik olmadığı ve bankanın bu işlemden dolayı 300,00 YTL masraf kestiği varsayımı ile muhasebe kaydımızı yapmamız gerektiğinde,
Mal bedelinin hesaba yatması
------------------------- // ------------------------------
102 BANKALAR HESABI 64.700,00
102.01 Ziraat Bank Kadıköy Şb (USD)
760 PAZARLAMA SATIŞ VE DAĞT.GİD. 300,00
770.05 İhracat Giderleri
120 ALICILAR 65.000,00
120.01 Yurt dışı Alıcılar
120.01.01 Orange Jeans Co.
------------------------- // ------------------------------
şeklinde yevmiye maddeleri yapılmalıdır.
Mal bedeli 15/09/2007 tarihinde Özyanız Tekstil Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd’nin banka hesabına transfer edilmiştir. 15/09/2007 tarihinde döviz kuru 1.400,00 YTL olduğu varsayımı ile yapacağımız muhasebe kaydı.
Mal bedelinin tahsilinin kaydı
------------------------- // ------------------------------
102 BANKALAR HESABI 70.000,00102.01 Ziraat Bank Kadıköy Şb (USD)
120 ALICILAR 65.000,00
120.02 Yurtdışı alıcılar601 YURT DIŞI SATIŞLAR 5.000,00 601.05 Kur Farkları
------------------------- // ------------------------------
Mal bedeli 15/09/2007 tarihinde Özyanız Tekstil Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd’nin banka hesabına transfer edilmiştir. 15/09/2007 tarihinde döviz kuru 1.200,00 YTL olduğu varsayımı ile yapacağımız muhasebe kaydı.
Döviz kurunda bir azalış söz konusu ise, net satış tutarlarımızı görebilmemiz açısından aradaki olumsuz farkı “612- Diğer İndirimler” hesabının borcunda takip etmek daha uygun olacaktır

----------------------------------- // -------------------------------
102 BANKALAR 60.000,00 102.01 Ziraat Bank Kadıköy Şb (USD)
612 DİĞER İNDİRİMLER 5.000,00
612. 01 Kur Farkları 120 ALICILAR 65.000,00
120.02 Yurtdışı alıcılar
----------------------------------- // ----------------------------------
Peşin ödeme karşılığı yapılan ihracat işleminde, ihracat edilecek mal bedeli havale yolu ile gönderilmiş ise:
----------------------------------- // ------------------------------
102 BANKALAR 65.000,00 102.01 Ziraat Bank Kadıköy Şb (USD 340 ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI 340.01 Oranje Jeans Co. 65.000,00----------------------------------- // -------------------------------------------

şeklinde yevmiye maddemizi oluşturmamız gerekir.


Havalenin tahsilinden sonra mallar gönderildiğinde alınan “340- ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI” hesabımızın alt grubunda yer alan ilgili firmanın hesabı (yapılan ihracat tutarı kadar) borçlu yazılarak kapatılır.
----------------------------------- // -------------------------------------------
340 ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI 65.000,00
340.01 Oranje Jeans Co.
601 YURT DIŞI SATIŞLAR 65.000,00
601. 01 Yurtdışı Satışlar
----------------------------------- // -------------------------------------------
İhracatı gerçekleştirilen mallar ile ilgili ödenen, ve ihracatın gerçekleşmesi için yapılan harcamalara ilişkin ödemelerin KDV iadesini İlgili vergi dairemizden talep edebiliriz.
Eğer KDV iadesi talep ediyorsak ilgili dönemde vereceğimiz KDV beyannamemizde iade talep edilecek KDV tutarını belirtmemiz gerekir.
İade talep edilecek KDV söz konusu olduğunda ay sonunda KDV tahakkukuna ait yevmiye maddemizi aşağıdaki şekilde oluşturmalıyız.
----------------------------------- // -------------------------------------------
190 DEVREDEN KDV
192 DİĞER KDV
192.01 İadesi Edilecek KDV
391 HESAPLANAN KDV
191 İNDİRİLECEK KDV
190 DEVREDEN KDV
----------------------------------- // -------------------------------------------
Yevmiye maddemizde “190- DEVREDEN KDV “hesabını önceki dönemden devreden kdv tutarımız var ise alacaklı kaydederiz. Sonraki döneme devreden kdv alacağımız bulunuyorsa, sonraki döneme devredecek tutar kadar borçlu kaydederiz. Bu şekilde bir yevmiye maddesi ile KDV beyannamemizdeki kdv hareketlerini yevmiye maddemizde de görebiliyoruz

Kurumlar Geçici Vergileri İle Kurumlar Vergisinin Bankalara Ödeme Mecburiyeti

İbrahim GÜLER
Serbest Muhasebeci Mali MüşavirAdana SMMM Odası Vergi Mevzuatıİnceleme Komisyonu Başkanı
22.01.2008




Bilindiği gibi 30 Haziran 2007 tarih ve 26568 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve yeni seri ve sıra numarası verilerek tekrar “Seri:A, Sıra No:1” numarası ile yeniden başlatılan “Tahsilat Genel Tebliği” daha önce yayınlanan 443 adet tahsilat genel tebliğinden sadece, 432-435-436-442-443 Seri No’lu olanları yürürlükte bırakıp, diğerlerinin tamamını 30.06.2007 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırmıştır.
30.06.2007 tarihinden sonra tesis edilecek idari işlemlere uygulanacak olan Seri:A, Sıra No:1 numaralı Tahsilat Genel Tebliği’nin Birinci Kısım Üçüncü Bölümde yer alan
II. Ödeme Şekli başlığının 2. Bölümüne göre;
01.01.2008 tarihinden sonra kanuni süresinde verilecek kurumlar vergisi ve kurumlar geçici vergi beyannameleri üzerine tahakkuk edecek kurumlar vergisi ile kurumlar vergisine mahsuben ödenecek geçici verginin, vergi dairelerinin veznelerine çek veya nakit olarak ödenmesi yerine, tahsilata yetkili kılınan bankalara ödenmesi mecburiyeti getirilmiştir. Dolayısıyla, kurumlar vergisi mükelleflerinin 01.01.2008 tarihinden sonra kanuni süresinde ödemeleri gereken kurumlar vergisi ile kurumlar geçici vergileri çek veya nakit olarak vergi dairesi veznelerine ödenmeyecektir.
Yapılan Bu Düzenlemeye Göre;
1- 14 Şubat 2008 tarihine kadar, başka bir ifadeyle kanuni süresi içerisinde verilecek olup (17 şubat Pazar günü’ne geldiği için) 18 Şubat Pazartesi günü çekle veya nakit olarak ödenmesi gereken 2007/4.Dönem Kurum Geçici Vergileri tahsilata yetkili bankalara ödenmek mecburiyetindedir.
2- 25 Nisan 2008 tarihine kadar, başka bir ifadeyle kanuni süresi içerisinde verilecek olup 30 Nisan Çarşamba günü çekle veya nakit olarak ödenmesi gereken 2007 yılı kurumlar vergisi tahsilata yetkili bankalara ödenmek mecburiyetindedir.
3- Kanuni süresi içerisinde verilmeyen veya kanuni süresi içerisinde ödenmeyen kurumlara ait geçici vergi ve kurumlar vergisi beyannamelerine ait vergiler ise vergi dairesi veznelerine yatırılabilecektir.

Karşılıksız Çeklerede Ödenecek Asgari Miktar

Türk Ticaret Yasası'nın 707'nci maddesi uyarınca "Çek görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir." Yasal düzenleme gereği olarak "Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödemek için ibraz olunan çek ibraz günü ödenir."Çek bir ödeme aracı olmasına rağmen son yıllarda, uygulamada ileri bir keşide tarihi atılmak suretiyle çek düzenlendiği, bu bağlamda da çeklerin bono gibi ödeme taahhüdü biçiminde kullanıldığı gözlenmektedir. Ancak keşidecinin vadeli çek düzenlemesi yasaya aykırıdır. Örf ve âdet bu ilkeyi değiştirmez. Vadeli çeki vadeden önce ibraz eden hamilin hukuki sorumluluğu söz konusu değildir.Çeklerde vade olamayacağından, düzenlenen çekte iki tarih bulunması halinde, önceki tarihin keşide tarihi olarak kabulü gerekmektedir. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 26.4.2001 E. No: 6458, K. No: 7034)Bir çek, keşide edildiği yerde ödenecekse on gün; keşide edildiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. (Türk Ticaret Yasası Madde: 708)Ödeneceği ülkeden başka bir ülkede keşide edilen çek, keşide yeri ile ödeme aynı kıtada ise bir ay ve ayrı ayrı kıtalarda ise üç ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.Bu bağlamda da bir Avrupa ülkesinde çekilip Akdeniz'de sahili bulunan bir ülkede ödenecek olan ve bilmukabele Akdeniz'de sahili olan bir ülkede çekilip bir Avrupa ülkesinde ödenmesi lazım gelen çekler aynı kıtada keşide edilmiş ve ödenmesi şart kılınmış sayılır.Yukarıda belirtilen müddetler, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihten itibaren işler. Süreler hesap edilirken başladığı gün sayılmaz. (Türk Ticaret Yasası Madde: 729)Çeklerin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmemesi halinde hamil kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını kullanma olanağını kaybeder. Bir başka anlatımla çek süresinde bankaya ibraz edilmemişse, bu çek artık adi havale hükmündedir.Oluşan bir yargı kararına göre "çekte ibraz süresinin geçip geçmediği hususu, re'sen göz önüne alınmalıdır." (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 17.5.1999 E.No: 6089, K.No: 6474)Çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkındaki yasanın 10'uncu maddesi gereği olarak "Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için 28 Ocak 2008 tarihinden geçerli olmak üzere 435 YTL'ye kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için 425 YTL'ye tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.Yasal düzenleme gereği "koşullarına uygun ve karşılığı var olan çek, muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak, çek hesabı açılmış olan şubesi dışında herhangi bir şubeye ibraz edilen çek, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir." (Çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkındaki yasa Madde: 4)Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde bankanın ödeme yükümlülüğü sorumluluk miktarı saklı kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlıdır. Sorumluluk kapsamında olan miktar dahil olmak üzere kısmi ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamiline verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkında takip usullerine başvurabileceği gibi; cumhuriyet savcılığına şikâyette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir.Mevcut düzenlemeler çerçevesinde çek hamilinin çeki ibraz süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz etmesi halinde, banka sorumluluk kapsamında olan ödemeyi yapmakla mükelleftir. Bu bağlamda ibraz süresinden sonra muhatap bankaya ibraz edilen çeklerin karşılığı olmaması halinde dahi muhatap banka sorumluluk kapsamında yapması gereken ödemeden imtina edebilir. Ayrıca ibraz süresi geçen çek için karşılıksız çek suçu oluşmaz.Gerçekte çek üzerinde yazılı keşide gününe göre daha önce de tahsil için muhatap bankaya ibraz edilebilir. Ayrıca bu çek takas odasına ibraz edilmiş ise yine aynı kural geçerlidir. Eğer çekin ibraz süresi geçmiş ise bu çek için muhatap banka çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkındaki yasanın 10'uncu maddesi uyarınca yapmak zorunda olduğu miktarı ödemekten imtina edebilmektedir. Bir başka anlatımla usulüne uygun çekin muhatap bankaya ibrazı halinde, söz konusu çekin karşılıksız kalması söz konusu ise bu takdirde muhatap banka sorumluluk konusu olan miktarı çek hamiline ödemekle yükümlüdür.
Veysi Seviğ
Referans gazetesi
25.01.2008
Ek:1 ve Ek:2’ler Can Yakmaya Devam Ediyor.

İzmir’den yazan bir meslektaşımız başına gelen Ek:1 ve Ek:2 ile ilgili vahim bir cezadan nasıl kurutulacağını sormakta ve yardım talep etmektedir. Meslektaşımızın bir müşterisi bir başka meslektaşının yanında çalışan bir işçinin şikayeti üzerine gittiği Bölge Çalışma Müdürlüğünde istenen Bölge Çalışma Müdürlüğü dosyasının eksik olduğundan bahisle Ek:1 ve Ek:2 vermediği için ağır ve altından kalkılamayacak bir cezaya muhatap olmuştur. Meslektaşımız bundan nasıl kurtulacağını sormakta ve yardım talep etmektedir.
Bilindiği gibi 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu 62.madde gereğince işverenler yanında çalıştırdığı işçilerin giriş ve çıkış bildirimlerini müteakip ayın 15.gününe Kadar Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bildirmek durumundadır. Bildirilmediği takdirde aynı kanunun 59.maddesi gereğince olayın vuku bulduğu dönemin asgari ücretinin 1/5’i oranında her bir işlem için ağır para cezasına muhatap olmaktadır. İşte bütün mesele de buradan çıkmaktadır. Bugün asgari ücret 585 YTL’dir. Bunun 1/5 ‘i de 117 YTL etmektedir. Oysa 5252 sayılı Türk Ceza Kanunun ağır para cezasını adli para cezasına çevirerek alt sınırını 450 YTL olarak belirlemiştir. İkisi arasında bulunan bu farktan dolayı büyük olan uygulanmakta ve canların yanmasına neden olmaktadır. Oysa bu bildirimlerin verilmemesi çoğu zaman bilgisizlikten ve işçilerin sendikalı olmamamsından kaynaklanmaktadır. İş ve işçi ile ilgili özel düzenlemeler iş kanununda yapılmakta ve yükümlülükler burada sayılmaktadır. Çoğu işveren ve onun muhasebesini tutan meslektaşlar hayatında bir defa bile Sendikalar Kanunu ile muhatap olmamaktadır. Buna rağmen Sendikalar Kanununda getirilen bu yükümlülük işverenleri ve onun muhasebesini yapan biz meslek mensuplarını mağdur etmektedir.
Yapılan veya yapılmayan bu işlemler bir hatadır. Hatalar için özel olarak çıkarılan Kabahatler Kanunu uygulansa bu ağır cezalar da biraz hafifler ve mağduriyetler de önlenmiş olur. Bu konuda Üstad İş Müfettişi Cumhur Sinan Özdemir’in de teklifi bu yöndedir. Buna göre her bir ihlal için 2005 yılı için 100, 2006 yılı için 106,20, 2007 yılı ilk yarısı için 112,50 ve ikinci yarısı içinde 117 YTL ceza ödenecektir. Ancak yapılacak en iyi iş yasada bulunan bu yükümlülüğü ya kaldırmak, ya iş kanununa taşıyarak ağır para cezası terimini idari para cezası olarak değiştirmek ya da elektronik ortamda verilmesini temin ederek bugüne kadar verilmeyen bildirimler için bir defaya mahsus olmak üzere mevcut durumlarını düzeltmelerine imkan sağlamak olmalıdır.

İlgili düzenlemeler aşağıdadır.

İşe Alınan, Ayrılan Ve Çalışması Sona Eren İşçilerin Bildirilmesi
Madde 62. - İşveren, işe aldığı veya herhangi bir nedenle iş sözleşmesi sona eren işçileri, izleyen ayın 15’ine kadar aylık bildirimle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirmek zorundadır.

Ceza Hükümleri
Madde 59 - 1. 8 inci madde, 9 uncu maddenin dördüncü fıkrası, 22 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 26 ncı maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen ilan ve bildirimleri yapmayanlara sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen asgari ücretin aylık brüt tutarının beşte birinden az olmamak üzere; 62 nci maddede belirtilen bildirim yükümlülüğüne uymayan işverenler hakkında ise, bildirilmeyen her işçi için sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen asgari ücretin aylık brüt tutarının beşte biri kadar (450 YTL.) ağır para cezasına hükmedilir
Ağır Para Cezasının Dönüştürülmesi / Kanun No. 5252 Kabul Tarihi : 4.11.2004
Madde 5.– (1) Kanunlarda öngörü­len “ağır para” cezaları, “adli para” cezasına dönüştürülmüştür.
(2) Bu kanunlarda Türk Ceza Kanununda be­lirlenen cezalar sistemine uygun değişiklik yapılıncaya kadar, birinci fıkrada belirtilen kanunlarda alt ve üst sınırlarından birisi veya bunlardan her ikisi gösterilmemiş olmakla birlikte, alt veya üst sınırlar arasında uygulama yapılmasını gerektirir nitelikteki adli para cezalarında cezanın alt sınırı dörtyüzellimilyon, üst sınırı yüzmilyar Türk Lirası olarak uygulanır. Bu fıkra hükümleri, nispî nite­likteki adli para cezaları hakkında uygulanmaz.
(3) (Ek: 11.05.2005 – 5349/1 md) Ağır para cezasından dönüştürülen adlî para ceza­sının ödenmemesi halinde, 13.12.2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106 ncı maddesi hü­kümlerine göre hapis süresinin belirlenmesinde bir gün karşı­lığı olarak yüzmilyon Türk Lirası esas alınır.
Hayat Boyu başarının sırrı?